30 Eylül 2011 Cuma

Düşüş maceraları vol.1

  Hayatımda her zaman hızla koştuğum şeylerin sonunda düşmek zorunda mıyım? Hatırladığım muhteşem düşüş hikayelerimin üçüncüsünü de bugün yaşadım.Vol.1 olsa da bu en iyi ikincisi oldu.Diğerlerini başka gün anlatacağım,bugün yaşadığımı şimdi anlatayım.


  Arkadaşıma yemeğe gidiyordum,trafik çok fazla olduğu için otobüsten inip,metroya binip Mithatpaşa caddesine inmek yerine,koşarak Asansör durağına giderim oradan binerim düşüncesiyle indiğim gibi başladım koşmaya.Merak etmeyin,fazla sürmedi yolun kalanını topallayarak yürüme bölümüm,15.sn'de ben düşmüştüm.Öyle bir düşüştü ki,etrafımdaki insanlar ne yapacağını şaşırdı.13-15 kişi başıma toplandı birileri su getirdi.Ben hala geç kalmamın derdindeydim.O anda olayın sıcaklığından pek farketmesem de yürümeye başladığımda anladım ki çok kötü düşmüşüm.Her tarafımdaki çizikleri saymıyorum da,sağ elim ve sağ dizim,sol ayak bileğimin dışı ve sol omzumu nasıl bu kadar kötü yapabildim ona şaşırıyorum.


  Şimdi şişmiş bir dizle ve omuzla oturmuş bunları yazıyorum.Bu arada yemeğe yetişemedim :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder